Tag Archives: olur

İki bıçak

iki bıçak seç kendinebiri yaralamak içinbiri öldürmekpusu kur gözlerininkaranlık gölgesinebiri sevmek içinbiri ihanetİki yürek seç kendinebiri yaşamak içinbiri gizlenmekbir korkak,bir kaçak,bir firarkaç kişisin sen sevdiğim çocukİçimdeki bıçak iki kere daha dönüyorolduğu yerdekalırsan sel basar yataklarımıgidersen uçurum çiçekleri açar kalbimdekimi zamanlar olur sevgilimİki bıçak bile yetmez bir tek ölüme

İlk Aşk

felek ne kadar kahretse kalbimize,zaman zaman hatırladığımız olur,hangi dilber ilk aşkı tattırdı bize;bir hatırayla yaşadığımız olur. ah o yaz gecesi, o mehtap, o havuz!balkonundan gül atan cömert sevgili!aşkınla deli divane olduğumuz,sarmaşığa tırmandığımızdan belli. belki bugün bu yaşta tekrar olunmaz,İlk aşk gecesinin masum yeminleri,fakat nerde ilk öpüşün verdiği haz?saadet bilmiyorum o hazdan gayri.

Pia

ne olur kim olduğunu bilsem pianın ellerini bir tutsam ölsem böyle uzak seslenmese ben bir şehre geldiğim vakit o başka bir şehre gitmese otelleri bomboş bulmasam içlenip buzlu bir kadeh gibi buğulanıp buğulanıp durmasam ne olur sabaha karşı rıhtımda çocuklar piayı görseler bana haber salsalar bilsem içimi büsbütün yıldızlar basar bir hançer gibi çıkıp giderdim… Read More »

Hacı Muradın Ölümü

hacı muradla öldük eski kafkasyada ihtiyar çuvasgili santur calıyordu ne çaldığı zaten anlaşılmıyordu oğlu belki o saat asılıyordu şarap patlak vermişti isyan masada atlas gömlekleri boyundan ilikli sabahlara kadar hançer dokuyanlar mezmur okuyarak duvar duvar dudaklarında karanlık ilkbahar gözbebekleri çelik çekirdekli çalarak getirdiği korkak tatarların bakunin yazması kitaplarından dinamitler yürür bakü sokaklarından siyah bir toz… Read More »

Ağustos Çıkmazı

beni koyup koyup gitme, nolursun durduğun yerde dur kendini martılarla bir tutma senin kanatların yok düşersin yorulursun beni koyup koyup gitme, nolursun bir deniz kıyısında otur gemiler sensiz gitsin bırak herkes gibi yaşasana sen İşine gücüne baksana evlenirsin, çocuğun olur beni koyup koyup gitme, nolursun

Karışan saatler içinde

karışan saatler içinde hâtırana bazı sabahlarla ikindiler yan yana, değişik gülleri sanki tek bir baharın; bâkir hülyasıyla beyaz ve ürkek yarın, o sükût bahçesi, ufkunda kuş yerine hasret kanat çırpar düşünen ellerine… hep aynı nağmede çılgın dolaşan yaylar, bir yıldız kervanı gibi haftalar, aylar hep aynı hayalin peşinde bu yolculuk, hep gül yangını ve bahar… Read More »