Tag Archives: ilk

Karıma Mektup

bir tanem! son mektubunda: -başım sızlıyor yüreğim sersem!- diyorsun. -seni asarlarsa seni kaybedersem,- diyorsun, -yaşayamam!- yaşarsın, karıcığım, kara bir duman gibi dağılır hatıram rüzgarda; yaşarsın, kalbimin kızıl saçlı bacısı, en fazla bir yol sürer yirminci asırlılarda ölüm acısı. Ölüm bir ipte sallanan bir ölü. bu ölüme bir türlü razı olmuyor gönlüm. fakat emin ol ki,… Read More »

Merhaba Çocuklar

nâzım, ne mutlu sana cân ü gönülden, ferah ve emin, «merhaba,» diyebildin. sene 940. aylardan temmuz. ayın ilk perşembesi günlerden. saat : 9. mektuplarınıza böyle mufassal tarih atın. Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki en kalın kitaptan çok yazısı var : ayın, günün ve saatın. merhaba, çocuklar. bir geniş bir büyük «merhaba» demek, sonra bitirmeden sözümü… Read More »

Yine Ölüme Dair

zevcem, ruhu revanım hatice pîrâyende, ölümü düşünüyorum, demek ki arteryo skleroz başlıyor bende… bir gün kar yağarken, yahut bir gece, yahut bir öğle sıcağında, hangimiz ilkönce, nasıl ve nerde öleceğiz? nasıl ve ne olacak ölenin son duyduğu ses, son gördüğü renk, kalanın ilk hareketi ilk sözü ilk yediği yemek? belki de birbirimizden uzakta öleceğiz. haber… Read More »

Avare

anımsıyor musun? bir çetemiz vardı: vahşi siyah atlar ısmarlama serserilikler yaşardık kimseden bir şey demeden kaçıp gitmeler gibi sokaklarda sabahlamak, parklarda yatmak yabancıları mahalleye sokmamak gibi ve bir gün gideceğimiz bir amerika vardı herkesin bir amerikası vardı o zamanlar herkes gece istasyonlarında kendi amerikasını aradı kısık ışıklı arkadaş odaları plağın bir yüzünü kaplayan uzun parçalar… Read More »

Ellerimde Bir Göztaşı

ellerimde bir göztaşı, gözlerim boş gidiyordum ne bileyim, bir damlanın böyle deniz olduğunu Şaştım, mavi bir fal gibi açılınca önümde giritli bir ölümüm varmiş, bir balıkçı fitil gibi patlayacakmış avucunda otuz çubuklu gençliğim Üç günde mi desem, üç gökte, üç kulaçta mı ben ki, o camgöbeği çiçekler açan ağaç kırılmaz bardaklar gibi tuzla buz olacakmış… Read More »

Abbas

haydi abbas, vakit tamam; akşam diyordun işte oldu akşam. kur bakalım çilingir soframızı; dinsin artık bu kalp ağrısı. Şu ağacın gölgesinde olsun; tam kenarında havuzun. aya haber sal çıksın bu gece; görünsün söyle gönlümce. bas kırbacı sihirli seccadeye, göster hükmettiğini mesafeye ve zamana. katıp tozu dumanı, var git, böyle ferman etti cahit, al getir ilk… Read More »