Category Archives: Yılmaz Odabaşı

İkinin şiiri

bugün iki kez yağdı yağmuriki kez eskidim sanki iki ömrü kolkola yaşadımbiri nergis bahçesi, diğeri mahşer yeri hep iki şömine yandı yüreğimdebirinde ateşti diğerinde kül ve iki kez aşık oldumbundandır iki kez ölmüşlüğüm sonra bir serüvende ikiye böldüm ömrümüşimdi sömestrdeyim ilk iki kitabımdan sonra sıtmaya tutuldu coşkumdaha depremlerdeyim ve iki kere ikikitabımda benim ya çok… Read More »

Kurtulamazsın

-35 yaşıma- önce sesinisonra yankısını çaldırdın şu beton ormanındabu kent de tükürdü aşklarınakal orada!artık hiçbir şeyden kurtulamazsınıslanmışsın bir kere oğlumyaş günündekuruyamazsın…

Neyi anlatıyorum ben bir ozan çırağı bile olamazke

ışıdıöfkemde dolandı gün allı-morneydi az önceo zifiri karanlıkağarmadan ortalık selam civan dostbozkır mı uyanangüne dönmüş çorak toprakseslerle hele yokla kendini bahçesi olurmuş acılar ülkesinintomurcuksuz, çiçeksizçocukları oyuncaksız, şekersiz önceleri böyle değildi insanbir alageyik seker ormandamağrur, atikacılar yürür insanlarla yollarda insan, ilkyaza vuranöfkeye gül sunandoğruya dost, eğriye düşman sevda olmalıkaranın karanlığındapusatsızsevda olmalıbir uçtan bir uca ağlamaksız ve… Read More »

Pusuda yalnızlık

karacadağyamaçlarında kardelen çiçekleriher bahar umuda rengini verirve her bahardicle?de ak köpüklere üşüşür papatyalar siverek düzühayata vurgun yürekli yiğitlerive sabahın eteklerinde ter taneleriyle“memleketimdir benim” oradatüfekler yağlanır kerpiç damlardatürkü kaçaktütün kaçakkaçak çay buğulanır şavkı vurur mağlarave korku ve umut ve can pusudapusuda yalnızlık karacadağ,önü diyarbekir?dirben hüznü avuçlarken ora mahpuslarındabulutlarla yalpalayan rüzgarları resmedipbakıp bakıp iç çekerdim doruklarına karacadağ,patikalarında… Read More »

Sivası unutma şiiri

-asım ve metin ağabey ile behçet?in anısına riyakar ve yalancıdır şarap aşklarıoralarda güneşe bırakılmış bir avuç kar gibi erirlerbiz o vakitlerde şiir söylerizama yiterışıktagündüzleri bileylenen bıçakların kıvılcımları *bizdoluvakitlerdeşiirsöyleriz okursunuzboş vakitlerdeyanarak biz, gülerek siz öle öle geçeriz ıslıkla geçtiğiniz durakları… *sonra boşanır zembereğinden bütün zamanlarşiir söylerizasıl şimdi eşkiyadır, tedbil gezer şiirimiz! a yazacağızzal amaa belli kic… Read More »

Siverekli şeho

sokulsan rahmanların şeho dağ rüzgarı kokardı öpsen kıl?dı şeho, koklasan duman bilmezdi şalvarının renginin neden değiştiğini ve kentte duvar yazılarının neden eksildiğini siverek ovasına akşam inerdi şeho avluda tütün sarardı geceleri sorsam birilerine: “-şeho ne bilir” derdi… oysa o, bildiği kadar ve bildiği gibi yaşardı ilkmayıs sabahlarının güzelliğini bozkırı, yağmuru ve nal seslerini daha çınlar… Read More »