Tag Archives: bu

Yine Ölüme Dair

zevcem, ruhu revanım hatice pîrâyende, ölümü düşünüyorum, demek ki arteryo skleroz başlıyor bende… bir gün kar yağarken, yahut bir gece, yahut bir öğle sıcağında, hangimiz ilkönce, nasıl ve nerde öleceğiz? nasıl ve ne olacak ölenin son duyduğu ses, son gördüğü renk, kalanın ilk hareketi ilk sözü ilk yediği yemek? belki de birbirimizden uzakta öleceğiz. haber… Read More »

Yaşamaya Dair-3

bu dünya soğuyacak, yıldızların arasında bir yıldız, hem de en ufacıklarından, mavi kadifede bir yaldız zerresi yani, yani, bu koskocaman dünyamız. bu dünya soğuyacak günün birinde, hatta bir buz yığını yahut ölü bir bulut gibi de değil, boş bir ceviz gibi yuvarlanacak zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız. Şimdiden çekilecek acısı bunun, duyulacak mahzunluğu şimdiden. böylesine sevilecek… Read More »

Kırkıncı Yılımız

hepimiz kırk yıl önce doğduk, kırk yıl önce sabahleyin kırk yıl önce gün ışırken bedreddinin İznik gölünde çamlı bellerinden birinde köroğlunun ve sibiryadan, esirlikten dönen bolşevik osman pusuya düşürürken urfa yolunda seher vakti fıransızı. hepimiz kırk yaşındayız yirmisine basanımız da altmışını geçenimiz de atılıp ölenimiz de İstanbulda müdüriyet penceresinden. bu kırkıncı yılımızda ne bir ormanız… Read More »

Kemal Tahire Mektup

«malatya» diyorum, senin çatık kaşlarından başka bir şey gelmiyor aklıma. bursada kaplıcalar amasyada elma diyarbakırda karpuz ve akrep. fakat senin oranın, malatyanın nesi meşhurdur, yemişlerinden ve böceklerinden hangisi, suyu mu, havası mı? düşün ki hapisanesi hakkında bile fikrim yok. yalnız : bir oda, bir tek penceresi var : çok yüksek olan tavana yakın. sen ordasın… Read More »

Karıma Mektup

bir tanem! son mektubunda: -başım sızlıyor yüreğim sersem!- diyorsun. -seni asarlarsa seni kaybedersem,- diyorsun, -yaşayamam!- yaşarsın, karıcığım, kara bir duman gibi dağılır hatıram rüzgarda; yaşarsın, kalbimin kızıl saçlı bacısı, en fazla bir yol sürer yirminci asırlılarda ölüm acısı. Ölüm bir ipte sallanan bir ölü. bu ölüme bir türlü razı olmuyor gönlüm. fakat emin ol ki,… Read More »

Japon Balıkçısı

– denizde bir bulutun öldürdüğü japon balıkçısı genç bir adamdı. dostlarından dinledim bu türküyü pasifikte sapsarı bir akşamdı.- balık tuttuk yiyen ölür. elimize değen ölür. bu gemi bir kara tabut, lumbarından giren ölür. balık tuttuk yiyen ölür, birden değil, ağır ağır, etleri çürür, dağılır. balık tuttuk yiyen ölür. elimize değen ölür. tuzla, güneşle yıkanan bu… Read More »