Category Archives: Yılmaz Erdoğan

Hepsi bu

değişen ben değilim dönüşen savaş yaşlanmakla ıslanmak aynı şey bir yağmurun gölgesinde ihtiyarlamak şimdi ölüm bile yetmiyor acılarımızı tartmaya dostlar alıngan bir sahili pinekliyorlar bir merhabayı bıçaklar gibi artık selamlaşmalar değisen ben değilim dönüşen savaş artık zaman bile yetmiyor yaşadığımız sanmaya yine de ışıklar bu kenti güzelmiş gibi gösteriyor geceleri… geceler yani ahmet hasimin kafiyeleri….… Read More »

İşsiz Şiir

bu imkansızlıklar bu yaralar hepsi, hepsi insan işi sevda diye bağıran yüzün, bir kitabın en sır satırını okuyan sesin, beni bana düşman eden, ağlamaklı gecelerimin tek temsilcisi ve hiçbir yerde şubesi olmayan yüzün yani baştan ayağa sen… bu bakışlar bu bakır tadı hepsi, hepsi insan işi ve insanın insana ettiği en yalan yemin: aşk! hepsi,… Read More »

Alkol ikindisi

biz ne zaman içsek köfte geç gelir ve oturur muhabbetin terkisine çıplak bir efkar sözcüğü biz ne zaman içsek sabah akar meycinin cebine günde kaç kez öpüşür ki akrep ile yelkovan biz ne zaman içsek iç değilizdir aslında dışımızda bronz bir akşam sözcüğü çırıl bir efkar sözcüğü eften püften bir kar beklentisi delikanlı kıvamında sevda… Read More »

Aşk hayatı

sevmek gibi geliyordu her şey, sevmek gibi gidiyordu kadın adının anlattığı, canın teni yakmasıydı, bir bulut evet ama aslolan bulutun suyu yağmasaydı… “bir insanı sevmekle başlıyordu her şey” ve boşanmak için en az iki şahit gerekiyordu!

Başkalaşan aşk

adını anmak güzeldi dost ağızlarda sana dair cümlelerin ıslatılması.. adını anmak. yüksek sesle, kimsesiz gecelerin düşsel avuntularına sırt çevirip senden söz açmak. biraz gülünç, biraz sitemkar.. güzeldi… adının türkçedeki yankısı özeldi… seninle yoğurt yemek, kendi kanlıcanlı, sülalesi kandilli yoğurtçunun mekanında. denize amors durup, yüzüne cepheden bakmak güneşli bir mavilikle…. güzeldi.. ipe sapa konuşlanmaz bahanelerle elini… Read More »