Category Archives: Murathan Mungan

Ay Zeytin Gece

kamçılı karanlıktı geldin üstüme bütün masalları dolaştın ay zeytin gece ay vurmuştu alnına perçemlerin tokat akıtması yorgundu atılmış yılan derisi değiştirilmiş güvercin gömleği tende nereye gidiyorsun, dedim zeytinlerin arasından siste silinip giderken yollar aydı zeytindi geceydi korkmadım bağırdım ardından aydaki zeytindeki gecedeki delikanlı nereye böyle aldı rüzgar sesimi duyurmadı vurdu geçti durduğum yeri gümüşünü silkeledi… Read More »

Göçebe

birbirinde arınan iki nehir gibi birbirimizden geçerek Çıktığımız açıklık ruhlarımızı yeniden bölüştürüyordu bedenlerimize uçurum içini çekiyordu orman fısıldıyordu kumlarını silkeleyen göçebe bedenin yeniden düşüyordu yola görönmezin atlarıyla uzaklaşıyordun erkekliğin sütünü bıraktığın tuzlu dudaklarım ardından bi şiiri mırıldanıyordu sana uçurum, orman, ay ve bedenindeki birkaç işaretle zamana geçirilen dayanıklı söz, o gece ardından mırıldandığım şiir Şimdi… Read More »

Önce

Çıktığım dağlar küllenirdi içimde sessiz, serin sulara inerdim ceylanlardan önce sular yıkayabilirdi beni o zamanlar güneş alırdı içimin avlusunu uyurken sızlıyor içimdeki can: kanlısıydım öldürdüm çoğaldı düşlerim uyuduğum uyku artık ikimizin yerine sanki o sağ ben ölüyüm her gece her gece her gece

Sizden Saklı

gelmediniz, ben hep sizi bekledim eksilen yanlarımla sizden saklı eskidim her şeyden önce aşk verilmiş bir sözdü benim için gün, ay, saat, hafta; takvimsi zaman yanı aldıkça dönemeçleri değişmedi hiçbir şey yalnızca ufuklar yeniledim kaç aşktan oluşmuş bir şeydi aşk her sevgiliyle biraz daha biraz daha sizden saklı eskidim.

Sudra Gömlekleri

sudra gömlekleri içindeyim zaman tanrı hem erkek hem kadın amcamoğlu beni bul mahpus değilim bir mahpusun saydığı günlerdeyim dağlanmış dövmelerim okunmaz etmiş izlerimi yittim ben, bilmiyorum nerdeyim İkindiyle akşam arasında ne kadar taşıyabilir tebdilim beni ben ki reddettim mahpus, casus ve katilken yıkanmamışların takdirini İçimi öldürüyorum. kazıyorum içimi Çoğalmasın diye ötekilerim Çoğalmasın diye parçalandığı yerde… Read More »

Unutmadık

yaralı bayramlar geçti mevsimler, bütün anlamlarıyla yüreğin koyu yerinde birikenler kendi takvimleriyle gelip geçtiler gelip geçti şehirler ve ölüler unutmadık topraktan çobanyıldızına değin hey yer her şey mümkündü nazım kadar coşkulu aragon kadar aşık lorca kadar yaralıydık unutmadık orada bir coğrafya yağmalanıyor orada gazetelerin ofset baskısı orada yeniden yazıyorlar 835 satır ve umudunu kaybetmeyen şehirler… Read More »