Category Archives: Cahit Sıtkı Tarancı

Otuz Beş Yaş

yas otuz beş! yolun yarısı eder. dante gibi ortasındayız ömrün. delikanlı çağimızdaki cevher, yalvarmak, yakarmak nafile bugün, gözünün yaşına bakmadan gider. Şakaklarıma kar mı yağdı ne? benim mi allahım bu çizgili yüz? ya gözler altındaki mor halkalar? neden böyle düşman görünüyorsunuz; yıllar yılı dost bildiğim aynalar? zamanla nasıl değişiyor insan! hangi resmime baksam ben değilim:… Read More »

Memleket İsterim

memleket isterim gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun; kuşların çiçeklerin diyarı olsun. memleket isterim ne başta dert, ne gönülde hasret olsun; kardeş kavgasına bir nihayet olsun. memleket isterim ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun; kış günü herkesin evi barkı olsun. memleket isterim yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun; olursa bir şikayet ölümden olsun.

Korkunç Güzel

bu el titremesi kadeh tutarken bu yaşta nasıl koyuyor insana orhan gibi vaktinde gitmek varken değer mi oyalanmana rakıdan tütünden beter alışık olduğumuz korkunç güzel bir şey var tutmuş bırakmaz bizi bir sıkımlık Çanımız çıkana kadar.

Fikr-i Sabit

ne bileyim ben kimdi amerikayi ke?feden ne eder bes kere bes guneyden mi kuzeyden mi dogard? gunes kacinci padisahti yavuz aylardan nisan mi yoksa temmuz ne bileyim nereye gider turnalar seftali ne zaman cikar bahcemde gul acmis ya karanfil umurumda degil sabahlara dek kadeh elde aklim fikrim o guzelde.

Karanlıktaki Hazine

karanlığa sevgiyle baktığım gece gördüm hala o güven sevinciyle uçmakta gönlüm süründüğümüz bu çamur deryasından uzak bu yerlere uğramamış bir bahar içinde gerçekten cennet misali bir dünya kuracak gürbüz nesiller büyüyor sağlıklar içinde Çocuklarımız torunlarımız var içinde

Desem ki…

desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır, rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor, sende seyrediyorum denizlerin en mavisini, ormanların en kuytusunu sende gezmekteim, senden kopardım çiçeklerin en solmazını, toprakların en bereketlisini sende sürdüm, sende tattım yemişlerin cümlesini. desem ki sen benim için, hava kadar lazım, ekmek kadar mübarek, su gibi aziz bir şeysin; nimettensin, nimettensin! desem ki…… Read More »