Yüreğim
i yüreğim ıslaktır benim kuytularda ağlamaktan ve hafif uçuktur rengi kurusun diye kaç kez günese asılmaktan ii barış yüreğimde çam kokulu bir orman varsın konsun dallarına savaş denilen yaşlı ağaçkakan iii yüreğim ilk şiirim
i yüreğim ıslaktır benim kuytularda ağlamaktan ve hafif uçuktur rengi kurusun diye kaç kez günese asılmaktan ii barış yüreğimde çam kokulu bir orman varsın konsun dallarına savaş denilen yaşlı ağaçkakan iii yüreğim ilk şiirim
ekmek kırıntıları serpiyorum cephede kumtorbaları üstünde su verirken evinde generalim kuşkonmaz çiceğine
beyaz adam küçücüktü ilk geldiğinde ve oturmaktan bütün kemikleri sızlıyordu büyük teknesinde beyaz adam kızılderililerin sunduğu yiyeceklerle beslenip topraklarına uzandığında büyüdü. bulutlar arasında barış içinde yaşayan manitu yerine tapmamızı istediği de işkence görüp çarmıha gerilen bir ölüydü beyaz adam özgürlük adına dev bir kadın heykeli dikti doğu denizinin kıyısına ve her gece dans ettiğimiz yıldızları… Read More »
tutsak olacağını bilerek yine bu sabah demirparmaklıktan içeri usulca sızdı güneş yasaklanınca görüş gününde çiçek getirilmesi arka duvarın dibinde sarmaşık tohumu dikmiş annem oysa el bile sallayamamıştım ona kuyrukta saatlerce bekleyip doldurduğu içme suyunu dökerken ardıma
tozlu bir şemsiye durur çatı katındaki odanın kuytu bir köşesinde kumaşındaki eski yağmurların hüzünlü kokusuyla anımsar mısın bilmem yağmurun bardaktan boşanırcasına yağdığı o günü hani şemsiyeyi iyice çekip başımıza dudaklarımla hesaplamıştım yüz ölçümünü nicedir sokağa çıkarmıyorum şemsiyeyi korkuyorum çünkü kapısı açık kafesinden uçan bir kanarya gibi beni ikinci kez terk etmenden yanıt alamayacağımı bilsem de… Read More »
yol kenarlarındaki yağmur mazgallarını kumbara sanıp harclıgımı atardım bu yüzden en cok denizden alacaklıyım….