Tag Archives: ey

Bir gün mutlaka

bugün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel, düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz! bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! ey kaz kafalılar! ey sadrazam! sevgilim on sekizinde bir… Read More »

Her şey şiirdir…

her şey şiirdir, uğultusu rüzgarın bir ırmağa usulcacık yağan kar her gece okunan bir dua çocuklukta gökyüzünde bölük bölük turnalar. her şey şiirdir, sevinç ve keder dünyada olmak duygusu… kıyıda, ıssız kayalıklarda kendi başına ışıldayan su. her şey şiirdir, şimdi, şu anda ak kağıt üstünde dolanan elim karşıdaki avluda salınan söğüt yandaki odada uyuyan bebeğim.… Read More »

Sana seslenmek için

gece sesizce başlıyor ve ırmağın- Öte yakasına geçiyor atlılar. bir papatyanın acısını dinliyorum. gökyüzü gitgide genişliyor. islak yaprakların derin yeşilliği islak dağların uyandırdığı keder. kendime bir demet çicek topluyorum Öğretmenimin iliklediği göğsüm ne kadar genç ağzımda taptaze bir tütün kokusu ve taze ceviz kabuklarının kararttığı parmaklarımda bir ağız mızıkası. Öğrendiğim ilk şarkılar yollar yollar yollar… Read More »

Her Şey Yerli Yerinde

her şey yerli yerinde; havuz başında servi bir dolap gıcırdıyor uzaklarda durmadan, eşya aksetmiş gibi tılsımlı bir uykudan, sarmaşıklar ve böcek sesleri sarmış evi her şey yerli yerinde; masa, sürahi, bardak, serpilen aydınlıkta dalların arasından büyülenmiş bir ceylan gibi bakıyor zaman sessizlik dokunuyor bir yerde yaprak yaprak? biliyorum gölgede senin uyudugunu bir deniz mağarası kadar… Read More »

Beklenen

yıllarca duyulmadı için için hıçkırıklarım. hayalî bir lâhza idim sine-i mutlâkında,bir ışık yansıması gözlerinin akında.boyutsuz maskeni çıkarıp bir bakın da,gör ne hallere düşmekteyim her akın da. kimler geldi geçti muamma ekseninde,ömrü yirmisinde, tecrübesi sekseninde.putlar kırıldı kureyşin mekkesinde,ve yeniden doğdu cahiller tekkesinde. revâmıydı unutulmak ey şüheda,sarmalımıydı rehavetin ıslak kolları,hıçkırıklar doğmalımıydı..? tiksinti duyuyorum bomboş duruşumdan,bölünmeyen uykulara hasret… Read More »

Yalvarış

ya rab bu hasrete can dayanmıyor;zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun.her adımda bir engel var, salmıyor,zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun. mümkün mü bu yolda maksuda ermek?mümkün mü sılada dost yüzü görmek?aşığa ar gelir geriye dönmek;zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun. Çekilmez bir şelek vurdun arkama;Şaşırdım yollarda kaldım, akşama.umudum her zaman bakidir amma,zaman kısa, ben… Read More »