Tag Archives: sabah

Hapishanede Bir Sabah Türküsü

maltepe askeri cezaevinin avlusunda sisler içindeki büyükadanın karşısında oturmuş yazarım bu şiiri eylül başlarında bir cumartesi sabahı lodos titretiyor ağaçları yağmur geceden yıkamış çiçekleri gökyüzü mavi, bulutlar beyaz ardından baharın geçti koca bir yaz hapisteyiz hala ve güzün ilk serinlikleri avlunun dört yanı dikenli teller tellerin gerisinde nöbetçiler bekler kapanır uykusuzluktan gözleri on gündür çocuk… Read More »

Melankoli

ey sokaklarında yıllarca avare dolaştığım İçinde ilk aşkımı yaşadığım küçük şehir umutsuz akamlarımda sesini duyduğum lir sihrinde ilk acıyı tattığım ey sarhoş akşamlarımın biricik tesellisi İlk şiirlerimdeki biricik dert ortağım fener soğuk kış geceleri ısındığım kalorifer gitgide uzaklaşan tren sesi ey en masum arzularımı gizleyen oda yıldızlarla dost eden küçük pencere her akşam gönlümün dilediği… Read More »

Sevgilimsin

sevgilimsin, kim olduğunu düşünmeye vaktin yok, yapacak işleri düşünmekten kalabalığın içinde kalabalıktan biri gecenin içinde bir yıldız, yitip gitmiş çocukluk gibi sevgilimsin, ak dişlerini öpüyorum, aralarında bir mısra gizli dün geceki tamamlanmamış sevişmeden sevgilimsin, boğuk aşkım, kanayan gençliğim uçuruyorum seni çocukluğuna doğru kanatların yorulur, ter içinde kalıyorsun gece yanıbaşımda bağırarak uyanıyorsun her sabah el sallıyorum… Read More »

Annem yok artık

annem yok artık. beni düşünen kalbi yok. bitti. umutsuz olmak istemiyorum. umutsuzlugun bir çıkar yol olmadıgını biliyorum. annem yok artık, yeryüzü çok gördü onu, kalabalığın arasında kuş gibi çırpınan varlığını Çok gördü dalgın yüregini çok gördü bizim için çarpan, kaygılarla dolu yüreğini. annem yok artık. bu kesin. gelinecek bir yere gitmedi. İşte geldim çocuklar demeyecek… Read More »

Sabah

serin rüzgârlara pencereni aç! karşında fecirle değişen ağaç, bak, seyret ağaran rengini ufkun mahmur gözlerinde süzülsün uykun. bırak saçlarınla oynasın rüzgâr, gümüş çıplaklığı bir başka bahar olan vücudunu ondan gizleme. ne varsa hepsini boyun, saç, meme, esîrden dudaklar okşasın sevsin mademki geceden daha güzelsin!

Anadolu

beşikler vermişim nuha salıncaklar, hamaklar, havva anan dünkü çocuk sayılır, anadoluyum ben, tanıyor musun? utanırım, utanırım fukaralıktan, ele, güne karşı çıplak… Üşür fidelerim, harmanım kesat. kardeşliğin, çalışmanın, beraberliğin, atom güllerinin katmer açtığı, Şairlerin, bilginlerin dünyalarında, kalmışım bir başıma, bir başıma ve uzak. biliyor musun? binlerce yıl sağılmışım, korkunç atlılarıyla parçalamışlar nazlı, seher-sabah uykularımı hükümdarlar, saldırganlar,… Read More »