Tag Archives: hangi

Kara

Çarpmış, paramparça etmiş, kara sütü, kara devdayla seni… ve kara memelerinde dişlerin asi, karadır, upuzun yattığın gece, felek, ah ettirir, boynun kıl-ince… cihanlar, çocuklar, kuşlar içinde sızlar bir yerlerin adsız ve kayıp sızlar, usul-usul, dargın vekan tadında bir konca, damıtır kendini mısralarınca… de be aslan karam, de yiğit karam, hangi kalemin yazısı, zorlu yazısı, belanda?… Read More »

İkininbiri

-bayram bilge tokere- can özünden besmeleyi çekendedil yanmazsa ben yanarım sultanımhak uğruna bir sefere çıkandayol yanmazsa ben yanarım sultanım arzuhalim ulaşırsa divanakorkarım ki taban değer tavanaÇiçeğimden zerre girse kovanabal yanmazsa ben yanarım sultanım göz utanır gönül dostu görüncecan tutuşur candan selam gelincebülbül olup bir bahçeye girincegül yanmazsa ben yanarım sultanım aşıklık içimde doğduğu zamantaş yanar… Read More »

Yalvarış

ya rab bu hasrete can dayanmıyor;zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun.her adımda bir engel var, salmıyor,zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun. mümkün mü bu yolda maksuda ermek?mümkün mü sılada dost yüzü görmek?aşığa ar gelir geriye dönmek;zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun. Çekilmez bir şelek vurdun arkama;Şaşırdım yollarda kaldım, akşama.umudum her zaman bakidir amma,zaman kısa, ben… Read More »

Kaos

ay inceldi ve orman bir tortu gibi çöktü dibe buğusu yoktu toprağın büsbütün balçıktı yeryüzü irmaklar sağırdı ve dağlar birer aptaldı o hantal gövdeleriyle gittikçe büyüyordu rüzgarın beynimdeki ur Öfkemizden şimşeği yarattık İnsanı yarattık (hayır, balçıktan değil) o gün bugün arayıp dururuz onu hangi cehenneme gitti, bilmeyiz

Acıya Alışılmaz

hangi çığlık bir çığ gibi yarıyorsa gecenin gerilmiş karnını bu saatte acı tükenip bitmiştir orada artık çırılçıplaktır tarihin bu sayfası fiziğin armağan ettiği bu teller keçeleştirirken cinsel organımı haykırıyorum insan olduğumu ve çatlatıyor alnımın en gergin teli

Savrulan külleri ömrümüzün

bir kızın kocaman gözlerinde gördüm bulutların dağlara sessizce çöküşünü Çocuksu susuşları gördüm, kırılan sevinci ve kalbimi puslu yamaçlardaki pusulara saldım çobanlar çoktan inmişlerdi ovaya bense yapayalnız bir ağaçtım doruklarda harelenen sularda bir yanık kokusu ve uzun boyunlu bir kızın gülümseyişi işık zamana bağlı zamansa onun kocaman gözleridir artık anladım tarih de yazılmaz bir aşkın sayfalarına… Read More »