Tag Archives: belki

Açların Gözbebekleri

değil birkaç değil beş on otuz milyon aç bizim! onlar bizim! biz onların! dalgalar denizin! deniz dalgaların! değil birkaç değil be on 30.000.000 30.000.000! açlar dizilmiş açlar! ne erkek, ne kadın, ne oğlan, ne kız sıska cılız eğri büğrü dallarıyla eğri büğrü ağaçlar! ne erkek, ne kadın, ne oğlan, ne kız açlar dizilmiş açlar! bunlar!… Read More »

Ben Senden Önce Ölmek İsterim

ben senden önce ölmek isterim. gidenin arkasından gelen gideni bulacak mı zannediyorsun? ben zannetmiyorum bunu. iyisi mi,beni yaktırırsın, odanda ocağın üstüne korsun içinde bir kavanozun. kavanoz camdan olsun, şeffaf, beyaz camdan olsun ki içinde beni gorebilesin fedakarliğimi anlıyorsun vazgeçtim toprak olmaktan, vazgeçtim çiçek olmaktan senin yanında kalabilmek için. ve toz oluyorum yaşiyorum yanında senin. sonra,… Read More »

Çankırı Hapishanesinden Mektuplar-1

saat dört, yoksun. saat beş, yok. altı, yedi, ertesi gün, daha ertesi ve belki kim bilir… hapisane avlusunda bir bahçemiz vardı. sıcak bir duvar dibinde on beş adım kadardı. gelirdin, yan yana otururduk, kırmızı ve kocaman muşamba torban dizlerinde… kelleci memedi hatırlıyor musun? sübyan koğuşundan. başı dört köşe, bacakları kısa ve kalın ve elleri ayaklarından… Read More »

İyimserlik

Şiirler yazarım basılmaz basılacaklar ama bir mektup beklerim müjdeli belki de öldüğüm gün gelir mutlaka gelir ama ne devlet ne para insanın emrinde dünya belki yüz yıl sonra olsun mutlaka bu böyle olacak ama

Yine Ölüme Dair

zevcem, ruhu revanım hatice pîrâyende, ölümü düşünüyorum, demek ki arteryo skleroz başlıyor bende… bir gün kar yağarken, yahut bir gece, yahut bir öğle sıcağında, hangimiz ilkönce, nasıl ve nerde öleceğiz? nasıl ve ne olacak ölenin son duyduğu ses, son gördüğü renk, kalanın ilk hareketi ilk sözü ilk yediği yemek? belki de birbirimizden uzakta öleceğiz. haber… Read More »

Güzele

dün gece senin küçücük elinle yalnız yattık yalnız senin küçücük elinle yalnızlık kandilli ilkokulu kadar kalabalık zilleri çaldığında düşlerinin sınıfların kapıları ardına kadar açık gökyüzünün, denizin, toprağın, hayalle, emeğin haklı sınıfları belki de baskın korkusuyla vefasız, akıntıya atılan kitaplar varya onlardan Öğrenmiş marxı, gümüş balıkları ve belki de onun için o kadar, o kadar aydınlık… Read More »