Bu Zindan, Bu Kırgın, Bu Can Pazarı

By | June 27, 2009

gördüler
yedi cihan,
İn, cin, kaf dağının ardındakiler,
kıtlık da kıran da olsa
gördüler analar neler doğurur
aman aman hey…

dünyalar vardır elvan,
bir su damlasında, bir kıl ucunda,
meyvalar vardır, meyvalar,
ağacı, omcası yok,
sana vurgun, sana dost.
beride kabilin murdar baltası
ve kan değirmenleri,
kader kahpesi.
beride borazancıları o puşt ölümün,
hazır, zilzurna keyfinden,
hazır ırzını vermeğe
yiğitler vuruldukça.
timsah kısmı çünkü yavrusunu yer
akarsu duruldukça.
cadı, yalan hamurunu dağ-dağ yoğurur
aman aman hey…

bu zindan, bu kırgın, bu can pazarı,
macera değil.
yaşamak, sade “yaşamak”
yosun, solucan harcıdır.
Öyle açar ki murat.
susuz, güneşsiz de kalsa, koparılsa da
Şavkı, bulut güllerinden daha bir suna,
daha bir burcu-burcudur.

bu zindan, bu kırgın, bu can pazarı
macera değil
sardığım toprağımın altın sabrıdır.
o sert, erkek hüznüdür lahza başında
cıgara değil.
ve sevgilim uykusunda bağrır
aman aman hey…

meltemin bir tadı, ustura ağzı
biri, kız memesi, tılsım,
yağmurun bir damlası süzülmüş küfür,
bir damlası, aşk.
senin uykuların hayın,
düşlerin kardeş.
duyar mısın, anlayıp sızlar mısın ki?
gece, samanyollarında rüzgar çıkıncayadek,
mısralarım kardeş-kardeş çağırır
aman aman hey…

serabın bir sonu vardır,
ufkun, sıradağın sonu.
uçarın, kaçırın bir sonu vardır
senin sonun yok.
mandaların, kavakların pazarı olur,
senin pazarın olamaz.
sensiz nar çatlamaz, bebek gııı demez.
beni böyle şair, divane etmez,
kızımın çatal göğsü.
senin yüzün suyu hürmetinedir
bugdalara, cevizlere yürüyen
kara toprağın ak südü…

bir bilsen kimlere tasa, kedersin,
anlar mısın, şaşırıp ağlar mısın ki?
bir bilsen kardeşlerim ne can çocuklar
ve bilsen nasıl vurur beni bu duvar.
akşam-akşam, kara sevdam ağırır
aman, aman hey…

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *